Çünkü Türkiye Hepimizin

Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK),  Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş) ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonundan (TESK) oluşan 7 sivil toplum örgütünün temsilcileri, TESK Genel Merkezinde bir araya geldi.

Toplantıya Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, TİSK Genel Sekreteri Bülent Pirler, Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, ve TESK Başkanı Bendevi Palandöken katıldı.

Ortak basın açıklamasının yapıldığı toplantıda, sivil toplum örgütleri adına bildiriyi TESK Başkanı Bendevi Palandöken okudu. İşte basın bildirisinin tam metni:

ÇÜNKÜ TÜRKİYE HEPİMİZİN

Toplumun farklı kesimlerini temsil eden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Hak-İş), Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) olarak buradayız.

Türkiye için üreten, çalışan bizler, içinden geçmekte olduğumuz süreci değerlendirmek için bir araya geldik.

Çünkü, o Etrafı saran yolsuzluk iddiaları ve paralel devlet iddiaları, toplumsal barışı ve istikrarı tehdit etmekte, demokrasiye ve iç barışımıza açık şekilde tehlike oluşturmaktadır. 

- Küresel ekonomide yeni dengelerin oluştuğu bu dönemde, bu tartışmalara saplanıp kalmamız, dünya yeniden kurulurken hızımızı kesme riski doğurmaktadır.

- Birlik ve beraberlik yerine ayrışmaları ve kamplaşmaları derinleştiren, kurumlara ve kurallara duyulan güveni ve ülke istikrarını tehdit eden gelişmeler, enerjimizi kalkınmaya, daha fazla refah ve demokrasiye odaklamamızı zorlaştırmaktadır.

İçinde bulunduğumuz olumsuz süreçten bir an evvel çıkabilmemiz için bizler,

- Demokrasiyi, ekonomiyi ve iş dünyasını tehdit eden bu yolsuzluk ve paralel devlet iddialarının üzerine kararlılıkla gidilmesini istiyoruz. 

- Demokrasinin temel ilkelerinden kuvvetler ayrılığını kuvvetler çatışmasına dönüştürecek tartışmalardan ve ayrışmalardan kaçınılmasını istiyoruz.

- Türkiye'nin güçlenmesinden huzursuz olanlara fırsat verilmemesini istiyoruz.

- Küresel krize rağmen sürdürdüğümüz ekonomik başarımızın sekteye uğramasına izin verilmemesini istiyoruz.

- Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecinin zayıflatılmamasını, aksine sürecin hızlandırılmasını istiyoruz.

- Türkiye'nin uluslararası imajını sarsacak girişimlerden hassasiyetle uzak durulmasını istiyoruz. 

- Türkiye için üretenlerin, istihdam sağlayan kurum, kuruluş ve şirketlerimizin, itibarlarının zedelenmemesini, kamplaşmalara kurban edilmemesini istiyoruz. 

- İfade, düşünce, inanç ve teşebbüs hürriyetini güçlendirecek, özel hayata saygıyı pekiştirecek bir anayasa istiyoruz.

Bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, yeni bir toplumsal mutabakat zeminine her zamankinden fazla ihtiyaç duyuyoruz.

Türkiye bugün hala yeni anayasasını beklemektedir. 

- Evrensel hukuk ilkelerine uygun, AB normlarının hayata geçirilmesini kolaylaştıracak, demokratik bir anayasanın gerekliliği toplumun tüm kesimlerince kabul edilmektedir. 

- Yasama, yürütme ve yargı erklerinin tekrar bir çatışma yaşamaması ancak yeni bir Anayasa ile sağlanabilir.

- Cumhuriyetimizin 100.  yılı hedeflerine odaklanan Türkiye’mizde  Meclisimize, siyasi partilerimize, bütün kurumlarımıza ve sivil topluma büyük bir görev düşmektedir. Bu görev, Cumhuriyetimizi güçlendirmek ve demokratik, laik, sosyal hukuk devletini kurumsallaştırmak, gelecek nesillere örnek bir Türkiye bırakmaktır.

- Unutulmamalıdır ki, yapmak zor yıkmak kolaydır. Bu ülkeyi yıpratacak, ortak kazanımlarımızı heba edecek tutumlar, hepimize kaybettirir. 

- Ülke istikrarsızlığa sürüklenmemelidir.

- Ülkemiz güçlü devlet geleneğiyle bu zorlukları da aşacak kudrete sahiptir.

- Hepimiz bu ülke için çalışıyoruz, bu ülke için üretiyoruz.
  
- Gün ayrışma değil, bütünleşme günüdür. 

- Gün, günlük çekişmelerden sıyrılıp, ortak geleceğimiz için birlikte hareket etme günüdür.

  • PAYLAŞ :