Genel Başkan Dr. Ahmet Aksu'nun Adana'da Yapmış Olduğu Konuşma

 

Adana’da yaptığı konuşma ile ilgili eleştirisi yer almıştır. Söz konusu köşe yazısı ilgili olarak gerçekleri açıklamak ve kamuoyunu doğru bilgilendirmek için bazı hususların aydınlığa kavuşturulması gerekmektedir.

25.12.2006 tarihinde medya kuruluşlarımızın bazılarında çıkan haberlerde bir eksik bildirim olmuştur. 
Sayın Genel Başkan’ın konuşması aşağıdaki gibidir;
“Bugün ülkemizde milli gelirin %85’ini yüzde 5’lik bir kesim almakta, %15’ini ise yüzde 95 tarafından paylaşılmaktadır. ‘Milli gelir 5 bin dolara çıktı’ deniliyor ama bu %5’lik kesimin milli geliri 50 bin doların üstündedir. Bu kesim ağırlıklı olarak; Levanten, Sebatayist ve milli değerlerini yitirmiş kesim veya Gayr-ı Müslim azınlıktır. Ülkemizin kaymağını asıl bunlar yemektedir. Bunlar; kürk mantolu, fötr şapkalı olarak gezerler. Tatillerini yazın sıcağında deniz kıyılarında, kışınsa kayak pistlerinde geçirirler. Çoğunun çocukları yurtdışında okur ve oralarda evleri vardır. Bizim Anadolu’dan başka gidecek yerimiz yoktur ve bu toprakların sahibiyiz. Benim ailemden; Balkan Savaşları’nda, Çanakkale Savaşı’nda ve Kurtuluş Savaşı’nda pek çok şehit ve gazi vardır. Bizim dedelerimiz savaş meydanlarında iken bunların babaları veya dedeleri İstiklal Savaşı’nda savaşmamıştır. Dedelerimiz cephede savaşırken, bunların dedeleri İngilizlerle ‘Teali Cemiyeti’ adı altında uşaklık yapıyorlardı” şeklindedir. 
Konuşma metninde de belirtildiği gibi “Ulusal” ve “Ulusalcı” kavramları hiç kullanılmamıştır. Yine metinde anlaşılacağı üzere “Ulusalcı Hareket” diye bir kesim teleffuz edilmemiştir. 
Ülkemiz demokratik bir ülke olup, sendikalar ve STK’ların eleştirel hakları bulunduğu gibi medyanın da eleştiri ve görüşleri ifade etme hürriyeti vardır. Ülkemize AB’ye giriş şartı olarak; Cumhuriyetin temel değerlerini ve üniter yapısını yok edecek bir sistem ve yeni bir ‘Sevr’ dayatıldığı, Dicle ve Fırat olmak üzere sularımızın İsrail’in su ihtiyacı göz önünde bulundurularak uluslararası bir heyete bırakılmak istendiği, Milli-Manevi ve dini değerlerimize saldırıldığı, Ahlaki ve Kültürel erozyonun hızla devam ettiği, Sözde Ermeni Soykırımı, Sözde Pontus Soykırımı ve Patrikhane dayatmasının yapıldığı, IMF ve Dünya Bankası politikalarıyla milletimizin perişan hale getirildiği bir dönemde bunlara karşı durmak bu ülkeyi seven herkesin görevidir. 
Bu dönemde binlerce STK gibi sessiz kalmak yerine birçok ilde basın açıklaması yapılmıştır. Bu açıklamalarımıza üyelerimiz ve halkımızdan da çok büyük destek gelmiştir. 
Ülkemiz vatandaşlarını kamplara ayırmak yerine; bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılması, fakir kesime ulusal kaynakların daha fazla aktarılması, ulusal geliri arttırıcı önlemlerin hızla alınması, çalışma hayatı normları ile insan hak ve hürriyetlerinin gelişmiş ülkeler seviyesine getirilmesi, mafyaların yok edilmesi gerekir. 
Vatandaşlarımız arasında birlik ve beraberliği, aynı ülküyü, ortak değerlerimizi ve kardeşliği ön plana çıkararak Cumhuriyeti korumak ve demokrasiyi geliştirmek bu ülkeyi seven herkesin amacı ve görevi olmalıdır. 
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

 


Sağlık-Sen Basın Müşavirliği

 

  • PAYLAŞ :